Cadde boyunca akan bir trafik var.Burası büyük şehir...Çağlayan nehirler değil telaşlı korna sesleri bulunur burada.
Hayata küsmüş somurtan insanlar vardır.Çocuk kahkahalarının kulakları çınlattığı sokaklar çok uzaklardadır.
Horoz sesleri ile uyanılmaz burada.Cep telefonunuzdan isterseniz horoz sesi dinleyebilirsiniz; lakin o da pek
tercih edilmez.Daha modern melodiler eşliğinde gözünüzü açmaya çalışırsınız sabahları.Güneşin doğduğu ve battığı
yönü teorikte bilirsiniz de bunu bir türlü pratiğe uygulayamazsınız.Yeşil rengi ancak vitrinlerde görürsünüz.
Maviyi ise belki biraz dumanlı da olsa aklınıza gelir de başınızı yukarı kaldırırsanız gökyüzünde görebilirsiniz.
Sokaklarda özgürce dolaşamazsınız.Bazen kalabalık caddelerde tanımadığınız insanlara çarparsınız bazen
107 saniyelik kırmızı ışıklara takılırsınız.Şöyle derinlemesine bir nefes alamazsınız.Zira ya bir çöp tenekesinin
yanından geçiyorsunuzdur yahut da kalabalık bir toplu taşıma aracının içinde sıkışıp kalmışsınızdır. Meyve yemek
aklınıza gelmez.Her gün soluğu hızlı yemek yenilen lokantalarda alırsınız.Yer ve hemen çıkar gidersiniz.
Ne yediğinizi bile anlamadan doyarsınız.Neden sustuğunuzu bilmeden susar, neden konuştuğunuzu bilmeden konuşur,
neden güldüğünüzü, neden ağladığınızı bilmeden güler ağlarsınız.Sorgulamak yoktur burada.Kaideler bellidir.
Asla yalnız değilsinizdir.Her zaman yanınızda beş on arkadaşınız vardır.Birlikte dere tepe dümdüz gideceğiniz
arkadaşlar...Dere tepe dümdüz gidersiniz de düz yola gelince yayan kalırsınız.Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez.
Bir mahalle çeşmesinin kurnasından elinizle su içirdiğiniz arkadaşlarınız yoktur.Mardan dağı'nın nefis doğal
kaynaklarından şişelenmiş,hazır sularınızı paylaştığınız dostlarınız vardır.Hiç olmazsa hayvanlarla arkadaşlık edersiniz.
Onları ya sokaktaki çöpleri karıştırırken ya hayvanat bahçesini tel örgüleri arasında ya da boğazında bir tasma ile
görürsünüz.Ağaç dallarının arasından pervasızca öten kuşlar görmek isterseniz çok daha uzak diyarlara gitmeniz
gerekmektedir.
Kim bilir belki de dünya dediğimiz bu kerata üzerinde öyle bir yer yoktur.
Belki de böyle bir yeri artık tahayyül etmek gerekmektedir.
Yahut da sorgulamadan yaşamaya devam etmek...Sizce?
gece vakitleri defter doldurmacalarından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder