Umuda kanat çırpıp
Zamana mendil sallamak...
Defterime düştüğüm notları(n)
En heybetlileriydi bir zamanlar...
Paslı çiviler saplayıp kalbime
Gidiyorum topal zamanın akşamsefasına...
Ağlarken neşelenmek vardı,
Gülerken hüzünlenmek bahar tadında...
Unutma!
Kaç gün sancılansıysam özleminle
Ve unutulmuşluğun mavisinde,
Gözyaşı dağları yaktıysam ,
O kadar da güleceğim.
Zamana ve mekana yenik baharın sarhoş dolusunda,
Uzak mesafelere gebe kalmış kaderimiz,
Elbet değişmez,
Bunu çok iyi biliyorum; fakat
Hiç kimse engelleyemez ya...
Ben de işte öyle yapıyorum.
Uzaktan uzağa seviyorum...
Kuytu anılar yoklar çocuk hafızamı
Evliya bilmeceleriyle
Saman sarısı,zaman karası duygular
Tepinirken duygu göledimde,
Sensizlik bulanık bir sel olup
Doluyor gönlüme,
Sonra karıştırıyor alemlerini
İnsafsızca.
Günler kısalıp geceler maraton oluyor
Ve ben eriyorum bir kez daha bin kez daha
Savrulan, kavrulan anılarımızın
Yanı başında.
İşte öyle zamanlarda
Dostum oluyor kalemim, kağıdım
Yazıyorum seni, sana sayfalarca.
Sığmıyorsun;
Taşıyorsun defterin yamaçlarına.
Boş bulduğum her kareyi
İikiye bölüp üçgen,
Sen-ben yazıyorum iki ucuna
Ve katlayıp saklıyorum onları
Kış uykusuna yatmış anıların,
En nadide köşelerine.
Yazıyorum
İşte bütün geçenleri aklımdan:
Ben, yoruldum;
Duruldum
Dönemem artık;
Sadece, anılarda nağmeler dökerim
Yaşama ve yaşıma...
Haberin var mı?
Ya da el salladığın trenlerin
Zamana kaç umutsuz yolladığını biliyor musun?
İlk kez binmiştim bu trene...
Umutsuz yolcular götürüp getiren bu trene ilk kez binmiştim...
Umutluydum mutluydum ben onların aksine.
Sen, son tren, son istasyondun.
Bense uzak denizlerin
Fırtınasıydım
Sana doğru koşan...
Beni de içine alan bu trenin sevgisine aşkına inanmıştım.
Ama bilemedim diğer yolcular gibi olacağımı
Bilseydim biner miydim hiç?
Bilseydim umutsuz mutsuz döneceğimi binmezdim hiç.
Yabancıydı
Ama sıcaktı
Sıcacıktı
Karalık oldu
Soğudu içerisi
Son istasyon geldi
İndim
Yalnızdım...
Tren gözden kayboldu dumanını kalbime tüttürerek...
Boş rayların kıvrımlarını önüme sererek.
Sahi karanlık gecelerde
Aşina kokulu yastığının yamacına
Ağladın mı hiç?
Hayat,
Yaban bir yaşama demir atmış ilerlerken,
Sen türküler tutturmuşsun gidiyorsun
Bir şarkı dudaklarında
Ve o derin kızıllık kanında
Çocuk gibi gül hep...
Sade ve umursamaz...
Umursamaz...
Sahi sevdin mi hiç?
(defter doldurmaca)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil